Aṕrili, Maisi, Çerezi, Mtuta ...

Nerden çıktı çemberimde gül oya dedim kendi kendime ama alamadım kendimi izlemekten. Yüzümde kimi zaman bir tebessümle kimi zaman hüzünle... Doyamadım izledim saatlerce seviyorum Çağan Irmak'ı yahu! İnce ince oya gibi bütün işleri ruhuma dokunuyor. Seçtiği şarkılar ise şüphesiz başlıbaşına bir hayranlık uyandırma hadisesi içimde. Temmuz ayı çemberimde gül oyalı olsun mu! Olsun! Pek sevgili odamda en güzel satırlar, dizeler ve şarkılar beni benden alsın mı? Alsın! Hafta sonlarını ilmek ilmek örüp beklerken allı morlu özlem çiçekleri konsun mu saçlarıma? Konsun! 
O zaman Haziran'a da bir isim bulmak lazım gelir ne desek ne desek?Maaşallah Sübhanallah apartmanı! Bu ismin babası da mavi gözlü devim.Güzel telaşlar, güzel zamanlar ne espriler ne espriler. Salıncakta tıngır mıngır azcık kıskanç koskoca bir nedimo. Bir minik prenses bir de küçük cadı var tabi unutmadan. Biri biriktirdiğim meleklerin en güzel yüreklisinin bir kopyası gibi yer yüzünde... Diğeri ise minik parmaklarıyla arp çalan bir melek... Kalbiyle seçmiş enstrümanını, şarkılara aşık minik bir kuş... Bir anda baştan ayağa sevgiyle ve neşeyle kuşandım. Özlemle bekliyorum şarkılar söyleyip, dans edeceğimiz buluşma günlerini:)



Mayıs ayını da Saraybosna’da karşıladım. Parıldayan güneş, çiçeklerle donanmış ovalar, şırıl şırıl akan berrak sular da bana eşlik etti. Hayatımın en güzel günlerinden biriydi. Vrelo Bosna Parkında, elimde fotoğraf makinemle uzun uzun yürürken doğanın ruhuma kattığı huzurla dinginleştim. İnsanları izledim, neşeli hallerine bayıldım. Annemin güneş gözlükleri de gözümden çıkarmadım bu arada. Bosna’da çok şey gördüm ben hangi birini yazacağımı bilemediğim. Ama savaş izlerini görmek beni hüzünlendirdi çok düşündürdü. Gördüm; savaş çok kötü bir şey, duydum; savaş çok acı bir şey, biliyorum; insan çok karanlık bir kutu. Derken minik serçenin bir şarkısı geldi aklıma öyle karanlık bir kutu ki insan, kimse hakiki bir cevap veremez sorsan, söz dediğin insan icadı lisan, ama sen yine de hep hayattan bahset! 








Bir de çok güzel sevdalinkaları var dinlemeye doyulmayan o zaman mayıs da bir sevdalinka olsun! En güzeli de Emina! Adım diye söylemiyorum yahu:) Hayatımın ilk bilimsel araştırmasının ilk sunumunu da yapmış oldum. Umarım gerisi de böyle güzel yerlerde ve dolu dolu olur. Hem akademik anlamda hem de ruhsal anlamda güzel bir kıvama ulaştım mayıs ayında sanırım. Aslında tek rakamları hiç sevmem rakamlarla tanıştığım günden beri. Ama 2013 çok bambaşka bir yıl oluyor benim için dönüp baktığımda bir sürü ilk yaşanmış ve yaşanacak da. Bu yılın uğuru yeşil zeytinim! Birazcık azıcık yorgun ve şaşkın bir halim var ama o kadar da olur efendim. Üçüncü yılımı da geride bıraktım. Şaka maka üç yıllık tecrübem var yahu! Aman da aman!:)
Nisan’a  da bir ş ekledik oldu mu nişan! Havada bahardan eser yoktu ama bizim yüreklerimize bahar diğer mevsimlere hiç yer bırakmamak üzere geldi. Dağların dumanı aralandı hoş geldi! Ah ışıklar içinde kaldık efendim iyi ki...!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mor

Mor Menekşe Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk

Kuyara & Adako