Laz masallardan bir orman Perisi ve bir kasımpatının Annesi...
Şahane film Şahane misafir Şahane müzikler
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Güzel bir cuma günü neşeyle sinemanın yolu tutulur koskoca salonda bir ben bir mels izlenir film şahane şahane. Film de tatlı huzurlu arada duygulu akar gider ama müzikler duyulunca fonda ben buradayım der Sezen bizi bizden alır götürür nerelere... Ruhumuz gönlümüzün güvertesinde başımız bir sağa bir sola sallanır ritmlerle; lal la lara lara la la ra... Hele sözler nasıl bu kadar basit ve bu kadar güçlü olabilir. Bu soruya cevap ararken hayretle ufaktan kıskanmamak da mümkün değil minik serçeyi, haksız mıyım?
"Bütün çağların trajedisi bu, Ku-ya-ra; 'Kumda yatma rahatlığı'. A-da-ko: 'Ağaç dalı kompleksi'. Şimdi kumda yattığım için kuyara diyorum. Daha da genişletilebilir. Kuyara, alışılmış tatların sürüp gitmesindeki rahatlıktır. Düşünmeden uyuyuvermek. Biteviye geçen günlerin kolaylığı. Ya Adako? Ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öyle öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır. Buna ben 'ağaç dalı kompleksi' diyorum. Genç hastalığıdır. Çoğunlukla Kuyara dişidir. Adako erkek. Pek seyrek cins değiştirdikleri de olur. Ağaç dalı kompleksine tutulmuş kişi tedirgindir. İnsanların ağaç dallarını budayıp gövdeye yaklaştırdıkları gibi, yakınları onun içindeki bu Adako'yu da budarlar. Onu gövdeden ayırmak için ellerinden geleni yaparlar. Kimi insana ne yapılsa yararı olmaz. Asi daldır o. Ayrılır. Balta işlemez ona." Diyor C. ya da Aylak Adam. Kimsenin içindeki Adako buda...
I and The Village Ne şanslıyım ki çok sevdiğim "Ben ve Köyüm" (1911 - Marc Chagall) adlı bu tabloyu benim için yapmış biri var! Dolayısıyla Marc Chagall adı bana derin dostluğu, güzel sevmeyi ve inceliği çağrıştırır hep. Bir de tiner kokan zemin kattaki resim atölyemizde geçen harika zamanları... Müziğin ve resmin büyülü dünyasının kapısını ufaktan araladığımız lise yılları... Bir yanımız nota gitar, bir yanımız fırça tuval... İçimizde ev özlemi... Belki de ondan seviyorum bu resmi; köyünü, köklerini resmettiği ve özlediğini bir şekilde hep ifade ettiği için Marc Chagall aklımda kalmış. Ressamın hikayesini, hem ressam hem de resim öğretmeni çılgın buklelerden sanat tarihi dersinde dinleyebilmek de nasıl bir güzellikti. Sanatın değdiği konuşmalar ne çok filizler yeşertti içimizde. "Yaşamımızda, tıpkı bir ressamın paletinde olduğu gibi tek bir renk vardır ve bu renk yaşamın ve sanatın anlamıdır. Sevginin rengini kastediyorum” demiş Marc Chagall ve b...
Şunun şurasında kaç kişiyiz Romeo'yla Jülyet'i saymazsak Kerem'le Aslı Ferhat'la Şirin Tahir'le Zühre Hadi Leyla ile Mecnun diyelim Bir de seninle ben... Aziz Nesin
Yorumlar