KƷapa...

Ham tuta kƷapa ren, mteli gza-muşis ren:) Çkimi coxo Ḉinka ren na mupat, Lazuri pçağaten. Biduşuni do ma Lazuri miçkin vamapamiten e mitiz vauçkin Rizeniz. Nanaçkimi kala a çuta bipamitamt telefoniz heşo ti mutu vaoxoboƷonam. Nanaçkimi nena gomançelu :( HaƷi Lazuri nampçağumşeni nako xelineri boğo a giçkitaz! Andğa alboni biçalişi hemuşeni kayi pçağum:) Mteli biçalişam do xelineri boğo...

Lazca'dan Türkçe'ye geçelim madem oturduk yazmaya yeni yılın ilk sözleri her dilde olsun değil mi? Aslında Lazca yazmak istememin sebebi dilimi özlemem. Kullanamadığım için; yani çevremde konuşacak kimse olmadığı için, etrafta pek fazla duyamadığım için duyduğum bir özlem bu. Konuşmadıkça ifade gücümün azalacağını hissettiğimden Lazca yazmak istedim. Yazarken de ne kadar keyif aldığımı gördüm ağzım kulaklarımda:) Bir de bu güzel dilin ölmemesi için kayda bir şeyler geçmek önemli. Onca güzel kelimenin onca güzel ifadenin gelecekte hiç duyulmayacak olması gözlerimin dolmasına neden oluyor. Başka bir dili öğretmek işim olmuşken ana dilimin yok olması karşısında bir şey yapamamak ne tuhaf, derinden üzüyor beni. Dilim benim kültürüm; güldüğüm, ağladığım, kızdığım, sövdüğüm, coştuğum, nağmelerim, yediğim, içtiğim, kısacası her şeyim... Lazcayı çıkardığımda ise kalan ben; yavan, kuru, ruhsuz, anlamsız, köksüz, bağsız... Bu dilin kelimeleri yetmedi yine, onca sıfatı yazdım da şu sözler olmadan anlatımım hala eksik gibi benim için "mutuz vanumgamz!". Kaybolan bir dille onca anlamı gömecek olmamız ne hazin ... Bir şeyler yapmalı ama söz uçar yazı kalır, tek tek yazmalı her kelimeyi, kendi sözlüğüm olmalı benden sonrakilere.
Duygu apartmanında Kazım'ı kasetten döndüre döndüre dinlediğimiz o güzel anları hep bu şarkı ile hatırlıyorum. "Domivamis" o kadar biz gibi o kadar bizden o kadar içten ki. O teyzemin dillerine kurban. On na goğixtasen şurimşine dadi! Didi mardi Kazım nenaçkuni varğuğasen! 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mor

Kuyara & Adako

Mor Menekşe Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk