Hazan'a Veda...





Ah müzik çalarım neler yaptın yaptın bu sabah. Kıyı boyunca hafif yağmur altında hızla ilerleyen dolmuşun penceresinden yansıyanlara harikulade bir fon seçtin. Mozart Andante (Piano concerto no. 21)... Bir kere daha şiddetle hissettim, anladım ve gördüm ki Mozart'ın müziğinde doğanın sesi var doğanın düzenin kendisi var, yaratıcıyı yücelten bir şeyler var her notada. Pencereden görünenler arasında en güzeller yine yaratıcının eserleri. Yapraklarına veda eden ağaçlar, bordodan sarıya hazan tonlarındaki yapraklar, kasalarda satılmayı bekleyen sarı ışık altında mandalinalar, gri gökyüzü, kara bir deniz, bembeyaz köpük köpük dans eden dalgalar... Nasıl bir düzen, nasıl bir kusursuzluk... İnsan eliyle olanları ise gözümün görmemesi, gördüysem de algılamaması için bir çaba sarf ettiğimi söylememe gerek yok sanırım. Ah insanlar ah... Ne kadar aciz ve çirkin olabiliyoruz bu düzen içinde. Güzün kışa hoş geldin diye fısıldadığını duyar gibi oldum ve gülümseyerek içimden ben de hoşça kal sonbahar dedim, hoşça kal... 


Not: Okurken müziğe de kulak veriniz efendim. Güzel bir kış olsun hepimize sımsıcak, yumuşacık battaniyeler gibi ve her kar tanesi temizlesin içimizi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mor

Mor Menekşe Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk

Kuyara & Adako