Fonda müzik ömür boyu...

Modernistanın başkentinden Lazikanın ramadan zamanlarına geldim. Ne yaz ama! Şu anda müzik ömür boyu var fonda TRT müzik. Minderleri attım yere balkondan da tatlı tatlı esiyor rüzgar. Dedim ki bi lareyamı alayım kucağıma çünkü yazmak lazım. Bir de başucumda yüksek topuklar... Yeniden okuyorum nasıl satırlar nasıl gözlemler neler neler... Mungan iyi ki varsın demeyi ihmal etmiyorum tabi ki :) Hemen çarpıcı bir alıntı yapıyorum Yüksek Topuklardan:

Dekorumuzda bir yanlışlık var. Memleket olarak dekorumuzda. Birdenbire  geçmiş günlerden birine gidiyor aklım.
...
 Tam biz Maksim Gazinosu'nun önünden geçiyorduk ki, İtalyan fotoromanlardan fırlamışcasına şık giyimli bir çift çıktı içeriden. Adam, iyi dikilmiş bir smokin içindeydi, ceketinin yakaları alaz alaz parıldıyordu, bir pelerin zarafetiyle taşıdığı şık kesimli, kalın bir palto vardı omuzlarında. Derin dekolteli, vücudunu sımsıkı saran siyah bir elbise giymiş kadının sırtındaysa, yerlere kadar uzanan vizon bir kürk - üstelik kuyruk kürk de değil, sırt kürk. Upuzun, gece siyahı saçlarını salmıştı omuzlarına. Boynunda bir sıra inci, ayaklarında sivri topuklu iskarpinler... Yerlere kadar eğilen adamlar tarafından, gösterişli bir biçimde gazinodan uğurlanmışlar, şimdiyse önümüze düşmüş, öyle yürüyorlardı. Biz de arkalarında bir pardösü ve bir kaban olarak süklüm püklüm yürüyorduk. Geri planda, yerde sürünen yırtık gazeteler, karşı sıradaki büfelerin çıplak ampullerin çığ ışıkları, dönercilerin isli dönerlerinden yükselen dumanlar, lahmacun, soğan kokuları, tinerci çocuklar, kusan sarhoşlar, müşteri beklerken sağa sola seslenen yırtık taksi şoförleri, her geçenin peşine aynı yapışkanlıklarıyla  takılan dilenciler, bütün bir arka dekoru oluşturuyordu. Onların ortaya çıkışıyla bu dekor büsbütün görünür oldu. Aynı zamanda inanılmazlık da kazandı. Sanki gerçek hayatın içinde değil de kurulmuş bir film setindeydik. Onlar öyle smokinli adam ve vizon kürklü kadın olarak bu dekor tarafından birdenbire yutulmuşlardı. Önde onlar, arkada biz, gecenin içinde öylece yürüyorduk, tuhaf bir durumdu, bir süre birlikte yürüdük. Sonra birdenbire katıla katıla gülmeye başladık. Sinirlerimiz bozulmuştu bir yanlışlık vardı bu işin içinde. Gerçekten çok şıktılar ama sokağın çıktıkları anda sokağın bir parçası olmuşlar, sokaksa gerçekliğini yitirmişti. Böyle bir resimde neyin gerçek, neyin asıl olduğu bir önem taşımıyordu çünkü. Türkiye gibi. Birdenbire her şey çok komik olmuştu. Türkiye'nin her şeyi mümkün kılan yapısı düşünüldüğünde, bir yanıyla doğaldı bu manzara. Sonuçta Türkiye'nin dekoru buydu. Bu dekorun önüne ne koysan durmuyordu aslında. Hiç bir şıklığın karşılığı yoktu bu ülkede. Her şey birbirini götürüyor, sıfırlanıyordu, sonunda sürekli memleket sıfırlanıyordu.
...

Müzik ömür boyu bitti ardından listesize geçtik. Arada hicaz, arada caz, karmakarışık ve müzikam gibi kararsız bir liste; tam benlik:) Hep okumalı ki böylece bu hayat içimizden geçen cümleler içinde geçip gitsin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mor

Mor Menekşe Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk

Kuyara & Adako