Musica...

4 Ağustos, Basilica Santa Maria del Pi, La Rambla'nın bir arka sokağında bütün asaleti ve görkemiyle karşıladı bizi. Elimizde biletler heyecanla sıraya girdik ama etrafa bakmaktan da alamıyoruz kendimizi nasıl bir şehirse nasıl bir mimariyse resmen büyülüyor insanı. Derken yerimizi aldık beklemeye koyulduk o sırada yine basilicanın duvarlarından gözlerimizi alamıyorduk tabi ki. Sessizce bekledik ve elinde gitarıyla, uzun, siyahlar içinde bir kadın geldi. Nasıl bir zarafet... Gözlerini kapattı gülümsedi ve gitarıyla parmaklarının buluştuğu anda herkes çekim alanındaydı. Mükemmel bir akustik vardı ve o mimikler inanılmazdı. Gitar adeta bir parçasıydı kadının ve ben sanırım zaman mekan bütün algılarımı yitirdim ve hiç bir şey düşünmeden gitarı dinledim ve gözlerimi ayırmadan Ekaterina'yı izledim. Parmaklarımda müthiş bir özlem tabi ki gitarlarıma... Hiç bitmesin istedim içimden çünkü hiç bir şey düşünmedim ve gerçekten ruhum aklım dinginleşti.Sanırım salondaki herkes benimle aynı fikirdeydi çünkü alkışlar dinmedi ve üç kere bis yaptı tüm nezaketiyle.


Zaman akıp geçti eğitim dolu ve zaten kısa olan Barcelona maceramız bu gün sona eriyor. Bu şehir hem kibar hem çılgın... Modernista delisi, çoşkulu, sıcak insanlar diyarı... Güzel zamanlardı.


Bu şehirde yıldızlar altında dolaşılır
Limandaki mavnalara bakıp
Şarkılar mırıldanılır geceleri.
Bu şehrin sokakları çoktur,
Binlerce insan gelir gider sokaklarına
...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mor

Mor Menekşe Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk

Kuyara & Adako